Peki ya elektrikli bir araba elektrik kesintisine çözüm olsaydı?

İspanya'da geçen pazartesi günü elektrik kesintisi nedeniyle hava karardığında, birçok kişi bardağı taşıran son damlanın, şarj edilemeyen akülü bir araba olacağını düşünmüştü. Benzin istasyonlarının da bloke olduğu doğru olmakla birlikte, bu tip araç sahiplerinin bir kısmı cep telefonu veya bilgisayarını şarj etmek gibi günümüzde çok temel ve önemli olan şeyleri yaptı (ya da yapabilirdi) ; veya bir lambayı yakabilir ve hatta taşınabilir elektrikli ızgarada bir şeyler pişirebilirsiniz .

İşin sırrı , çift yönlü şarj olarak adlandırılan teknolojinin en basit uygulaması olan V2L (Araçtan Yüke) teknolojisinde yatıyor. Yani otomobil enerji depolamanın yanı sıra bunu dış dünyayla alışverişi de yapabiliyor. Bu durumda küçük ev aletlerini veya harici cihazları çalıştırmak, hatta başka bir arabayı şarj etmek için kullanılabilir.

V2L şarjı: giderek yaygınlaşıyor

Nissan bunu 2011 yılında Leaf modelinde uyguladı, yıllar sonra Kia ve Hyundai bunu EV6 veya Ioniq 5 gibi üst sınıf modellerde sunmaya başladı, ancak daha ucuz arabalara da ulaşmaya başlıyor. Hatta yeni Renault 5 ve 4 E-Tech , BYD Atto 2 veya testleri bu sayfalarda yer alan Hyundai Inster gibi ticari araçlara bile.

Teknik olarak çok basit. Akünün gücünü doğru akımdan alternatif akıma çevirmeniz ve bağlamak istediğiniz cihaz için uygun bir fişiniz olması yeterlidir. Ayrıca, çift yönlü şarjın daha ileri seviyedeki gelişmelerinde olduğu gibi, dış uyarlamalara veya her ülkenin mevzuatına bağlı değildir : Evimizle elektrik alışverişi yapmamızı sağlayan V2H (Araçtan Eve); ve aracın doğrudan şebekeye bağlanmasının mümkün olduğu durumlarda V2G (Araçtan Şebekeye).

Beş günden fazla iç tüketim

V2H ile ilgili olarak istatistikler, ortalama bir İspanyol hanesinin günde yaklaşık 9 kWh, ayda 270 kWh ve yılda ise yaklaşık 3.300 kWh'in biraz üzerinde elektrik tükettiğini göstermektedir . Yani, halihazırda mevcut olanlara göre küçük bir boyut olan yaklaşık 50 kWh'lik bir aküye sahip bir araba, kabaca söylemek gerekirse, evimizin beş günden fazla bir süre boyunca herhangi bir kısıtlama olmaksızın çalışmasına olanak tanıyacaktır. Ya da zorunlu olmayan tüketimden vazgeçersek çok daha fazlası.

Son olarak, V2G ücretlendirmesinin ülke düzeyinde bile etkileri olacaktır. Ve binlerce pilin (ve kWh'ın) elektrik şebekesine bağlandığını ve özellikle kontrolü daha zor olan rüzgar veya güneş enerjisi gibi içlerinde üretilen fazla elektriğin depolanabileceğini düşünebiliriz. Veya üretim düşük olduğunda şebekeye aktarılabilir. Yani arz ve talebi ayarlayarak sisteme istikrar kazandırmaya yardımcı olacak bir araç olacaktır. İşte tam da bu dengenin bozulması, geçen pazartesi günkü elektrik kesintisinin nedeni oldu: Sadece birkaç saniye içinde 15 gigawatt elektrik kayboldu, bu da ulusal tüketimin yüzde 60'ına denk geliyor. Bu nedenle elektrikli araçların bu amaçla kullanılmasına yönelik Avrupa çapında bir proje var.

Ek gelir

Kullanıcı tarafında da avantajları var. Bu durum , araç aküsünün yalnızca bu yenilenebilir enerjilerle veya elektriğin en ucuz olduğu zamanda doldurulması ve daha sonra ihtiyaç duyulduğunda şebekeye geri verilmesiyle fayda sağlayabilir. Nissan'ın verilerine göre, Hollanda ve İngiltere'de bu program kapsamında araç akülerini kiralayan müşteriler yılda 800 ila 1.000 avro arasında kazanıyor. Ayrıca, çoğu aracın zamanının %95'ine kadar rölantide kaldığı belirtiliyor.

Ancak bu sözleşmelere İspanya'da izin verilmiyor. Ve sınırlamalar da var. Mesela V2H durumunda, eğer müstakil bir evimiz, örneğin bir şalemiz varsa işimiz çok daha kolay oluyor. Ve açıklanan formüllerden herhangi birinde, pili çok daha fazla çevrime tabi tutuyoruz, bu da kullanım ömrünü azaltacaktır. Son olarak, bu amaçlar için kullandığımız elektriğin tamamı arabada hareket etmek için kullanılamayacak.

Doğal afetler için

Nissan, bu kapsamda 2020 yılında Re-Leaf adını verdiği, 62 kWh bataryaya sahip ve doğal afet durumlarında güç sağlamaya hazır bir prototip tasarlamıştı . Dünya Bankası'na göre , iklim değişikliğiyle birlikte bunlar, 2000-2017 yılları arasında Avrupa'daki elektrik kesintilerinin %37'sinden, ABD'dekilerin ise %44'ünden sorumluydu . Marka, ilk elektrikli aracını (2011 Leaf) aslında bir yıl önce Japonya'da yaşanan meşhur depremden sonra bir tür mobil enerji merkezi olarak tasarlamıştı.

Japon şirketi ayrıca 2018 yılında Amsterdam'daki (Hollanda) Johan Cruyff Arena'da toplam gücü 3 Megawatt olan 148 adet araç aküsünden (85 yeni ve 63 ikinci el) oluşan bir enerji depolama sistemi kurdu. Bu sayede stadyumun çatısındaki 4 bin 200 güneş panelinden gelen enerjiyle aydınlatılması veya talebin düşük olduğu dönemlerde fazla enerjinin depolanması sağlanabiliyor. İspanya'da Melilla ve Endesa ile benzer projeler var; veya Navarra'da Acciona ile.