Guigues: "Renault İtalya'da çok daha iyisini yapabilir. Çinliler bizi korkutamaz."

LOCOROTONDO – Renault'da, 33 yıl sonra sektörden ayrılıp Kering'in lüks tüketim malları bölümüne geçen grubun CEO'su Luca de Meo'nun sürpriz ayrılışının ardından üst düzey yöneticiler arasında bir vals yaşanıyor. Renault İtalya'nın yeni genel müdürü, Avignonlu 48 yaşındaki Fransız Sébastien Guigues, üniversite eğitimini tamamladığı İspanya'da hayatını geçirmiş ve Roma'ya yeni gelmiş. 15 yılını Barselona'da Seat'ta çalışarak geçiren Guigues, de Meo tarafından Fransız grubunun Madrid'deki İspanyol iştirakinin başına getirilmiş ve ardından İtalya'ya transfer edilmiş.

Guigues ile kısa ve resmi olmayan bir görüşme için fırsat, Renault'nun dört yıldır ortağı olduğu Puglia'daki Itria Vadisi'nde düzenlenen Viva! Elektronik Müzik Festivali'nin dokuzuncu edisyonu. Sahne ışıkları altında ve kendine özgü titreşimli tınısıyla, tarihi Quatrelle'in halefi olan Renault 4 E-Tech Electric yer alıyor. Şimdi karmaşık bir misyonu var: Sıfır emisyonlu mobilite adına, tamamen elektrikli bir güç aktarma organıyla pazarlara meydan okumak. İtalya, pazar payı bakımından İspanya'nın bile gerisinde kalan son büyük AB ülkelerinden biri. Otomobilin siparişleri şimdiden açıldı ve bayi lansmanı Eylül ayında yapılacak. Guigues kendini, "Renault 4 ile İtalya'ya gelmek için doğru zaman olduğuna inanıyorum," diye tanıtıyor. "Ayrıca elektrikli araçlardan geri dönüş yok. Sadece hangi elektrikli otomobili pazara sunacağımıza karar vermemiz gerekiyor. Ve bence 4, kompakt boyutuyla başlayarak doğru seçim olabilir."

Beş kapılı, SUV'den daha çok crossover olan, dört metreden biraz uzun olan ancak arkada oturanlar ve bagaj için de yeterli alan sunan (kuzeni 5'e kıyasla farklı bir hikaye, o da daha sportif ve biraz daha kısa) Renault 4 E-Tech Electric, Paris'te "iki ayaklı" strateji olarak adlandırılan, biri elektrikli, diğeri hibrit olan stratejiyi izliyor. Renault'da bu, diğer rakiplerindeki gibi hafif değil, tam ve fişe takılı anlamına geliyor.

Guigues'e ilk hedeflerinin ne olduğunu ve herkes için açıkça zorlu bir pazar olan ve uluslararası alanda güçlü fırtınaların estiği göz önüne alındığında, Çin markalarının atağına nasıl yanıt vermeyi planladığını soruyoruz. "Renault markası İtalya'da altıncı sırada; biz düşük bir seviyedeyiz. Daha fazla araç satmak için bazı iç sorunları çözerek çok daha iyisini yapabiliriz," diye meydan okurcasına yanıtlıyor. Peki ya Çinliler? "Renault olarak bizim geldiğimiz noktaya gelmeleri için İtalya'da 15-20 yıla ihtiyaçları olacak," diyor kendinden emin bir şekilde. "Örnek olarak İspanya'yı ele alacağım, tabii ki iyi biliyorum. Çin markaları üç yıl önce geldi; büyüyen bir pazar payları var, ancak Renault'nunki de öyle, bazı rakiplerimiz içinse bu pay düştü. Diyelim ki yeniler en zayıfı yiyor. Çin markaları gibi başka markaların da geldiğini görmekten mutluluk duyuyoruz, ancak kendi sahamızda oynuyoruz. Bayi ağımıza söylediğim ilk şey şuydu: Çin markalarıyla anlaşma yaparken dikkatli olun. Elbette bunu yapmakta özgürler, ancak para kaybetme riski var. Ve ben finansal olarak sağlam ortaklar istiyorum."