Gençlerin ilk kez kullanılmış bir araba kullanırken aklında bulundurması gerekenler

Sıfır araç fiyatları, teşvik eksikliği ve ulaşımın geleceğine ilişkin belirsizlik, çoğunluğu alım gücü düşük olan gençlerin ehliyet alırken ilk tercih olarak kullanılmış araçları tercih etmesine neden oluyor.
GIPA'ya göre 25 yaş altı sürücülerin %67'sinin ikinci el arabası bulunuyor. Bu durum güvenlik riski oluşturabilir çünkü eski araçlarda kullanılan gövde tasarımı ve malzemeler çarpışma enerjisini modern araçlardaki kadar verimli bir şekilde ememeyebilir ve bu da yolcu bölmesinde deformasyon ve yolcuların ciddi şekilde yaralanma riskini artırabilir.
Eski otomobillerde genellikle sadece ön hava yastıkları bulunurken, yeni modellerde yan, perde ve diz hava yastıkları bulunuyor ve bunlar darbe durumunda çok daha fazla koruma sağlıyor. Çarpışma durumunda gövdeye gelebilecek darbeyi azaltmak için olmazsa olmaz olan ön gerdiriciler ve kuvvet sınırlayıcılar bulunmayabilir.
Ayrıca, zamanla bir arabanın tüm parçaları yıpranır ve motor, şanzıman, süspansiyon, frenler, direksiyon vb.'de beklenmedik arızaların olasılığı artar. Eski arabalar paslanmaya ve korozyona daha yatkındır, bu da aracın yapısını ve önemli bileşenlerin bütünlüğünü etkileyebilir. Eski arabaların ayrıca uygunsuz şekilde bakım görmüş olma veya muayeneden geçmemiş olma olasılığı daha yüksektir, bu da arıza riskini artırır.
Eski motorların genellikle daha az verimli olduğu ve daha fazla kirletici gaz (CO2, NOx, partikül madde) yaydığı, bunun da kötü hava kalitesine ve iklim değişikliğine yol açtığı unutulmamalıdır.
Kapsamlı araç bakım zinciri Norauto, genç sürücülerin bu tür bir araç satın alırken dikkate alması gereken sekiz öneri sunuyor.
Bu nedenle görsel muayene ve yol testinin yanı sıra aracı detaylı bir muayene için servise götürmek önemlidir.
Süspansiyon, lastikler, akü, motor veya fren sistemi gibi bazı bileşenlerin profesyoneller tarafından incelenmesi en iyisidir. Profesyonel teşhis cihazlarının, aracın kendisinde tespit edilen (hava yastığı, ESP veya ABS sorunları gibi) ve gizli kalmış elektriksel arızaları tespit edebileceğini unutmamak önemlidir. Sürprizlerle karşılaşmamak için bu çok önemlidir.
Araba satın almadan önce, aracın nasıl kullanıldığını da göz önünde bulundurmalısınız. Yolcu taşımacılığında kullanılan bir araç, bireysel olarak kullanılan ve çok az kilometre kat edilmiş bir araçla aynı şey değildir.
Kökeni unutmamalıyız. Eğer aracınız uzun süre plajda veya nemli bir bölgede kalmışsa, özellikle metal kısımlarda bazı parçalar paslanmış olabilir. Eğer aracınız ömrünün çoğunu ıslak zeminde geçirmişse şasi elemanları, egzoz sistemi, tekerlek davlumbazları, süspansiyon ve montaj noktaları kontrol edilmelidir. Elbette aracın kapalı garajda mı park edildiğini, yoksa tam tersine çoğunlukla sokakta mı park edildiğini de hesaba katmalısınız.
Olumsuz hava koşullarına karşı özel dikkat gösterilmelidir. Yeni araçların aksine, eski araçlarda daha az sürücü destek sistemi bulunur ve bu nedenle ısıtmalı ön camlar, otomatik farlar veya LED ampuller gibi yararlı teknolojiler bulunmayabilir. Bu nedenle yağmur, kar, rüzgar veya buzlanma tahmin edilse bile aracınızı kontrol ettirmeniz ve elbette ekstra dikkatli sürüş yapmanız önerilir.
Arızaları önlemenin en iyi yolu periyodik muayenedir. Yıllar geçtikçe aracınızın ciddi bir arıza yaşama ihtimali artar. Üstelik bununla da kalmayıp trafik kazası geçirme riski de artıyor. Araç muayenesi, arızaların erken tespit edilmesi ve aracın tekrar çalışır hale getirilmesi için etkili bir yoldur.
Üreticinin önerdiği incelemelerin mutlaka yapılması gerekmektedir. Arabanız eski olsa bile üreticinin bakım talimatlarına uymalısınız. Üreticiler, aracın düzgün çalışmasını sağlamak için gerekli olan, kat edilen mesafeye veya kilometreye dayalı periyodik muayeneler belirlediler.
Bu muayenenin mutlaka markanın bayisinde yapılması gerekmiyor. Şirket, Norauto gibi servislerde resmi bir muayeneden geçmenin üreticinin resmi garantisini koruduğunu herkese hatırlatıyor. Aracınızın tüm muayenelerinin yapılmış olduğunu bakım defterinden veya ilgili faturalardan kontrol edebilirsiniz.
Gelecekteki harcamaların da hesaba katılması gerekir. Araç bakım maliyetleri zamanla veya kilometre arttıkça artabilir. Örneğin, triger kayışı genellikle marka ve modele bağlı olarak 60.000 ila 240.000 kilometre arasında, ya da 5 ila 10 yıl arasında değiştirilir ve bu genellikle satış fiyatı pazarlıklarında hesaba katılması gereken ek bir maliyet anlamına gelir. Eğer aracınızda triger zinciri varsa bu işleme gerek yoktur.
Dokümantasyon her zaman düzenlidir. Araçların tescil belgesi ve MOT (Araç Muayene) kartı veya teknik dökümanı bulunması zorunludur. Norauto, araçların dört yılda bir, dört ile on yaş arasında iki yılda bir, ondan sonra ise yılda bir kez MOT'tan geçmesi gerektiğini hatırlatıyor.
Şirket, aracın muayenesinin güncel olup olmadığının veya bir sonraki muayenesinin ne zaman olduğunun tespiti için Trafik Genel Müdürlüğü'nden aracın teknik ve idari bilgilerinin talep edilmesini öneriyor. Ayrıca bu rapor, haciz, iflas işlemleri veya diğer idari veya yargısal masrafların varlığını doğrulayabilir.
Norauto, 18-25 yaş aralığındaki gençlere yönelik özel bir program sunuyor: Norauto Joven. Marka bu şekilde servise gitmenizi ve aracınızı iyi durumda tutmak için en temel ürün ve hizmetlere ulaşmanızı kolaylaştırmayı amaçlıyor.
Ayrıca VINCI Autoroutes Vakfı'nın sorumlu sürüş üzerine yaptığı bir araştırma, genç Avrupalıların trafik kurallarına yeterince saygı göstermediğini ve güvenli sürüş davranışları sergilemediğini ortaya koyuyor.
Barometrenin temel sonuçlarından biri de Avrupalı sürücülerin büyük çoğunluğunun araç kullanırken akıllı telefonlarını kullanması veya GPS cihazlarını programlaması. Çalışmanın yapıldığı 11 ülkede sürücülerin bu kullanımı yüzde 76'ya ulaşırken, İspanya'da araç kullanırken cep telefonu kullananların oranı yüzde 66'ya düşüyor. Sürücülerin yanıtlarına bakıldığında, çoğunlukla (%82) özel konularla ilgilendikleri görülmektedir.
Toplanan veriler, Bluetooth kullanımının artık Avrupalı sürücüler arasında yaygın olduğunu gösteriyor. Araba kullanırken telefonla konuşanların oranı yüzde 56, bunu riskli bir davranış olarak görmeyenlerin oranı ise yüzde 71. Ancak %18'i bu nedenle kaza geçirme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını kabul ediyor.
Barometre, gelecekte önleyici mesajların geliştirilmesine yardımcı olmak amacıyla özellikle genç sürücülerin davranışlarını gözlemlemeyi amaçlıyor. 35 yaş altı sürücülerdeki sonuçlar ise daha da çarpıcı olup, trafik kurallarını hiçe saydıklarını ortaya koyuyor. Ankete katılan 35 yaş altı kişilerin yüzde 12'si, alkol aldıktan sonra ara sıra alkol kullandığını kabul ediyor. %17'si ise uyuşturucu etkisi altında araç kullandığını kabul ediyor. Sürücülerin %30'u her zaman emniyet kemeri takmadığını söylerken, bu oran 16-24 yaş aralığındaki sürücülerde %41'e çıkıyor.
ABC.es